Bazen bütün bunlar bana kocaman bir saçmalık gibi geliyor; iş dünyası, uzayan, saatler süren ve bitmek bilmeyen toplantılar, torpiller, tanıdıklar, tepeden inmeler, çekişmeler, dönen dedikodular… Eskiden yapılmayan, iş bile sayılmayan pek çok şey sektör olmuş durumda, kim icat etti bunları diyesi geliyor insanın, nerden çıktı? Komik de geliyor. Bir göz atalım neler varmış?
Hiyerarşi; kimin ismi üste yazılacak? “Yoo altta mı olacak ismim, olmaz!!!” Kim en çok konuşacak? Kendini en çok gösterecek, “Ben Show” Kim öne çıkacak? “Yapmayın; yaparım, konuşmayın: ben konuşurum, sormayın: ben sorarım”.
Aslında tüm olayın özü şu: “Kim kimin adamı” Odak noktası bu. “O benim şu senin tanıdığın, tanıdık yoksa olmaz. Sen boşver insan kaynaklarını, eskiden böyle birşey mi vardı, eğitimleri, işe alma süreçlerini de boşver. Oryantasyon ne, kim bulmuş da sen kaybedeceksin? Motivasyon mu, o da nerden çıktı, ne gerek var canım, eline yüzüne dursun yetmiyor mu verilenler, şükürsüz seni, Ha bir de şeffalık tutturmuşsun, komik olma canım, güldürme beni. Kim şeffaf olmuş ki? Şartları kim en baştan ortaya koymuş ki.. Ya boşversene zaman yönetimini, risk yönetimini, stresle başa çıkmayı, münazara edebilmeyi, boş işler bunlar, laf salatası. Bizim buralarda bunlar işlemez. Hey nerede yaşıyoruz? Türkiye burası uyan! Ahbap ve de çavuş olayı, duymadın mı daha? Yazılı kurallar mı, ha bir de detaylar, cık cık cık… Kuralları ben koyarım, tabi o kurallar bana sökmez. Sen beni örnek alma, kötü örnek, örnek değildir.”
Uzun lafın kısası şu, iş hayatı = herkesin sahip olduğu ajandası. Ve herşey o ajandaya göre biçimleniyor. bana uymayan benden yana çekilsin, kuralları koyarım, uymayana uğurlar ola. Tek önemli olan ben, ben yine ben ha bir de sahip olduğum parlak, rahat koltuğum!!!
Ahbap ve Çavuş için 1 cevap