Konu Başlıklarımız;
-
Salı günleri yegane izin günüm. Genellikle birikmiş tüm işlerimi yapabildiğim, gün boyunca oradan oraya koşuşturduğum gün, izin günüm. Ve her izin günü sonrası “İşyerinde olsaydım daha az yorulurdum” diye de söylenirim.
-
Öğrenciliğimden beri tek başıma sinemaya gitmeyi çok severim. Arkadaşlarla gitmek, izlemek ve film sonrası kritik yapmak da hoştur ama bunun yanı sıra beyazperde ile tamamen kendimce bütünleşmek de ayrı bir haz benim için.
-
80’lerde geçtiği için çocukluğum çok mu içselleştirdim bilemiyorum ama tam olarak “Yerli Malı Yurdun Malı” ilkesini savunanlardanım. Ne çok kutlamıştık bu haftayı okul yıllarımda. Markette bir ürünü satın alırken bile özellikle yerli üretim olmasına dikkat ederim. Bu sebeple sinemaya gittiğimde de ilk tercihim hep yerli yapımlardan yana.
-
Bu hafta içinde bir akşam kendisi de benim gibi Has Karadenizli olan kız arkadaşıma söz verdim “Av Mevsimi” filmini beraber izlemek için.
-
Filmler hakkında filme gitmeden önce ne herhangi bir yorum okurum, ne şu puanlama listelerine göz atarım ne fragmanını izlerim ne de filmi izlemiş herhangi bir arkadaşıma konudan bahsettiririm. Sevmem pozitif ya da negatif etkilenmeyi. Nötr gitmeliyim filme, hakkında hiçbirşey bilmeden.
-
Geçenlerde Av Mevsimini izleyen bir arkadaşım “Karadenizli olduğun için bu filmi mutlaka izlemelisin” dedi bana. Tek bu cümle bile bana filmin Karadeniz’de geçtiği ve içinde bolca Lazca konuşmaların ve Karadeniz’e ait görüntülerin yer alacağı hissini uyandırdı.
Şimdi toparlayalım tüm bu konu başlıklarını;
Geçen Salı izin günümde kendimle başbaşa sinemaya gitmeye karar verdim ama başka bir yerli yapım için rezervasyonumu yaptırdım. Yine gideceğim diğer film hakkında hiçbir bilgim olmadan. Av Mevsimi’ni kız arkadaşımla izleyecektim çünki. Biletimi onaylatıp yerime oturdum. Hafta içi ve gündüz olması sebebiyle oldukça sakindi konforlu sinema salonu. Filmin başlamasını beklerken ardı arkası kesilmeyen reklamlardan bayılacak gibi olduğum sırada nihayet film göründü. Başrollerdeki isimler gelmeye başladı perdeye ve filmin adı; “Av Mevsimi” Meğer ya ben farkında olmadan ya da gişedeki görevli yanlışlıkla bana Av Mevsimi filminin biletini vermiş. Karadenizli kız arkadaşıma verdiğim söz bir Karadenizliye yakışmayacak şekilde güm’e (!) gitmiş oldu. Ve başladım filmi izlemeye.
Şimdi sizler belki film hakkında bir iki yorumda bulunmamı bekliyorsunuz ya da kutsal bilgi kaynağımız(!) Google’da “Av Mevsimi filmi yorumları” diye araştırma yapan filmkolikler en azından filmle ilgili bir iki satır bulabileceklerini umuyorlar. Ama yoo hayır pek birşey yazmayacağım. Sadece yazımın başlığının hakkını vermek istiyorum;
Filmi beğendim ve de etkilendim.
Müzikler enfesti.
Karadenizli olduğum için kendimi bir kez daha iyi hissettim. (Bu kısmı filmi izledikten sonra tartışmaya açık olsa da…)
Bazı diyaloglar hafızama kazındı ve silinecek gibi de değil.
Ve filmdeki son söz;
“Biz hepimiz beyazlara büründük, gölgeler kayboldu”
“Bana ne senin izin günlerinde ne yaptığından, sinemaya tek başına gitmeyi sevdiğinden ya da yerli malı haftasından” bile deseniz, izleyin derim, naçizane.
Filmin beni “Av”ladığını söylememe gerek var mı?
Av Mevsimi Beni “Av”ladı için 11 cevap