Başlıkların bir yazının en önemli parçası olduğunu söylemiştim değil mi? Şimdiii başlığa bakıp da ne düşündüğünüzü sormayacağım zira alacağım cevapları az çok tahmin edebiliyorum :))) Hemen açıklayayım öyleyse bu kuşak başka kuşak…
Efendim Amerikalı sosyologlar nedense doğum yıllarına ve insanların ait oldukları yaşamsal dönemlere göre belli kuşaklar oluşturmuşlar. Sonra da bunu, genelleştirerek kişilikler üzerinde bir takım çıkarımlarda bulunmuşlar. Aslına bakarsanız bu tür genellemelere, bu türdeki sözüm ona bilimsel araştırmalara itibar etmesem de kişinin içerisinde bulunduğu toplumsal olayların, iletişimin kullanılma şeklinin elbette kişiler üzerinde etkisi olduğunu da kabul ederim.
Son bir buçuk yıldır yeni işimde yürüttüğüm yöneticilik, bana bu gece oturup “Yaa şu kuşak meselesi de neymiş?” diye araştırma yaptırttı. Neden mi? Yaklaşık 15 kişilik bir ekibi yönetiyorum ve çoğunlukla ekip arkadaşlarımı anlamakta güçlük çekiyorum. Sonra “Acaba ben de mi bir tuhaflık var, yoksa içtikleri, yedikleri miydi farklı bunların?” diye sorunca kendi kendime bir de baktım ki dönemselmiş, ait oldukları kuşağın özellikleriymiş. Sadece Y değil benim de ait olduğum X ve diğerlerini de öğrendim bu sayede;
- Sessiz kuşak (1922-1945 arası doğumlular),
- Baby-boom (bebek patlaması) kuşağı (1946- 1964 arasında doğanlar),
- X kuşağı (1965-1980 arası doğumlular, işte benim kuşağım),
- Y kuşağı (1981 – 2000 arasında doğanlar),
- Z kuşağı (2001 – 2020 arası doğumlular, kristal kuşak da deniyor; butçuğumun devri).
Gelelim her gün ailemden bile daha fazla zaman geçirdiğim, her gün başka yönlerini keşfettiğim, çoğu zaman anlamakta güçlük çektiğim Y kuşağı temsilcilerinin özelliklerine…
Y Jenerasyonu olarak adlandırılan bu grubun adını, her şeyi sorguladıkları için İngilizce’deki “WHY” kelimesinden aldığı söyleniyor.
Kuşağı çözmeye başlıyorum 🙂
- Bağımsız olmayı seviyorlar, özgürlüklerine düşkünler.
- Otoriteyi sevmiyorlar.
- Kendilerine kurallar koyulmasından hoşlanmıyorlar.
- İş yaşamlarında kurallara ve mesai saatlerine göre çalışmayı sevmiyorlar. Buna rahatlıkla karşı çıkabiliyor, çok fazla iş değiştirebiliyorlar.
- Otorite sevmediklerinden bir an önce müdür olmak ya da kendi işlerinin patronu olmak istiyorlar.
- Farklı görüşlerin kendilerine dayatılmasına karşı çıkıyorlar.
- Farklı görüştekileri acımasızca eleştirebiliyorlar.
- Kendi görüşlerine karşı olan eylemler gündeme geldiğinde hiç düşünmeden direnişe geçiyorlar.
- Sosyal medyayı etkin kullanıyorlar ve görüşlerini rahatlıkla dile getirmekten çekinmiyorlar.
- İş hayatında “Yerine her zaman birini bulabiliriz, kimsenin yeri doldurulamaz değildir” gibi söylemlere inanmıyor, tam tersine “Benim yerim doldurulamaz” diye düşünüyorlar.
1,5 yıldır deneyimliyorum ki mesajlaşma servisleri sıkça kullanıldığı için Türkçe’nin doğru kullanılmasının bir önemi yok onlar tarafından. Çoğu zaman kendimi onların yazım yanlışlarını düzelten bir öğretmen gibi de hissediyorum. Daha çok teknolojik dil kullanımlı, pazarlama çağında dünyaya geldiklerinden yaşama da bir tür pazarlama anlayışı içerisinde bakan, özgüvenleri sahip oldukları donanımla kıyasla had safhada anlamsız bir şekilde yüksek olan, işlerinin özel hayatlarının önüne geçmesine izin vermeyen, aynı iş yerinde uzun süre kalamayan bir kuşak bu kuşak.
Benim gibi öğretmeninin önünde yüzü kızaran, bir büyüğünün yanında bacak bacak üstüne atmayı saygısızlık sayan, patronunun önünde ceketini ilikleyen, sabırlı, öz güveni yüksek ama bu öz güveni hadsizlik olarak kullanmayıp da takdir edilmeyi bekleyen bir X kuşağı için zor bu kuşak çatışması. Genellikle ailelerde anne-baba ve çocuklar arasında yaşanırdı bildiğim kuşak çatışması, Y kuşağında bir çocuğum yok ama sanki her biri yaramaz bir çocuk gibi gözümde; bağımsızlıkları, yüksek beklentileri, sabırsızlıkları ve girişimcilikleriyle sanki her gün onları büyütüyor ben de onlarla büyüyor gibiyim. Onlardan öğrendiklerim, kızdıklarımın yanında çok az kalıyor kalmasına da bazen “Acaba iş hayatı böyle mi daha çekilir hale geliyor?” diye de düşünmeden edemiyorum. Kendimi onların yanında sabırla sona ulaşmaya çalışan bir kaplumbağa gibi görüyorum, kurnaz tavşanlıklarının yanında. Hangimiz kazançlı, kim doğru, cevabı da yok. Çatışıp çalışıyoruz, hepsi bu.
Ahh bir de onlara gösterilen hoşgörüyü karşılarındakilerin iyi niyetinden, saflığından ya da salaklığından sanma yanılgıları olmasa….
Kuşağı çözdüm nihayet ve daha butçuğumun Kristal kuşağı bekliyor beni. Yakında oğlumun ergenlik problemleriyle uğraşan bir anne olarak Z kuşağını yazarsam hiç şaşırmayın.
*** Kaynaklar
http://www.acikbilim.com/2013/09/dosyalar/nesiller-ayriliyor-x-y-ve-z-nesilleri.html
Kuşağı Çözmek için 2 cevap