Anne olunca baktım ki çok daha kolay iletişim kurmaya başlamışım. İletişim Fakültesinden mezun olan bir kişi olarak ne kadar teorik bilgi öğrendiysem ne kadar okuduysam da anneliğin ayrı bir dili ve ayrı bir jargonu varmış, bu öğretilmemişti bize, yazık.. Hamileyken başka bir hamile ile karşılaşınca hemen tipik sorular ardı ardına gelmeye başlıyor, “Kaç aylık, kız mı erkek mi, kaç kilo olmuş, ne zaman doğacak, adını ne koyacaksınız?” Bir bakmışsınız ki hiç tanımadığınız biri ile en özelinizi paylaşmaya başlamışsınız. Doğduktan sonra da durum farklı değil, bir parkta ya da herhangi bir yerde başka bir anne ile karşılaştığınızda “Adı ne, kaç yaşında?” ile başlayan sorular erkeklerin askerlik anıları gibi doğum anılarına doğumun nasıl yapıldığına dönüşüyor. Her daim konuşulacak ortak bir payda bulunabiliyor ve dahası her daim çocukla ilgili söylenecek şeyler. Düşündüm de daha önce hemcinslerimle nasıl iletişim kuruyormuşum? Hamile kalmadan önce bu kadar çok hamile mağazası olduğunu, çocuğum olmadan önce de etrafta bu kadar çok çocuk olduğunu, kreş olduğunu ve çocuklu aile olduğunu bilmiyormuşum. Algıda seçicilik dedikleri bu olsa gerek.
Şu an oturduğumuz evimize taşındıktan yaklaşık 5 ay sonra şehir yaşamının getirdiği asosyallikten olsa gerek apartmanda kimseyi tanımıyordum, tanışmak için de itiraf etmeliyim bir çabam da olmamıştı. Bir akşam çöpü vermek için kapıyı açtığımda tam karşı dairenin de kapısı açıldı ve hem ben hem de komşum, bir birbirimize bir de karınlarımıza bakıverdik. Ben 6 aylık hamile iken o da 5 aylık hamile imiş meğer. Sonuç ne oldu dersiniz hamilelik ile başlayan diyalog artarak çoğaldı ve şimdi ben onun o da benim en yakın arkadaşım oldu ve çocuklarda öyle. Ne diyeyim annelik üzerine kurulan bu özel iletişime bayılıyorum. Tüm annelere sevgiler…