İçimize Bir Minik Yolculuk; Kokoloji

İsim-Şehir, Kim-Kiminle-Nerede, Adam Asmaca, Sos, Borsa, Milyoner, Milyarder, Gizli Hedef, Katil Kim?.

Tanıdık geliyor mu? Mutlaka bunlardan birini ya da birkaçını oynamışsınızdır, hani daha internete tutsak hale gelmeden ve bilgisayar oyunlarından medet ummadığımız zamanlarda. Ve sonrasında Tabu, Pictionary, Scrabble… Bazen kitapçıların bu tür oyun satan reyonlarında dolaşırken eski oyunlara rastlıyorum, hoş bir gülümseme oluyor yüzümde. Bazıları sadece kağıt ve kalemle  oynandığı için son derece maliyetsizdi. Ama kalabalık bir grupla oynandığında da ne çok keyif veren oyunlardı değil mi? Ben en çok Gizli Hedef ve Borsa’yı severdim. İstanbul’un sokak ve cadde adlarını Borsa oyunundan biliyorum desem abartmış olmam. Şimdilerde pek oynanmıyorsa da bu tür oyunlar fırsat ya da grup buldukça oynamayı ne çok isterim.

 Bugün değişik bir kitaptan bahsetmek istedim, bu bir kitap ama aslında oyun ama aslında pskiolojik bir çözümleme. Bu nedenle eski oyunlara daldım gittim önce. Yukarıda saydığım oyunların her biri bana çok keyif verirdi ve o keyfi ve tadı daha sonra başka herhangi bir oyunda bulamamıştım, ta ki Kokoloji ile tanışana dek. Kitapevi raflarında dolaşırken ismiyle ilgimi çekmişti, içini açıp karıştırdığımda daha da ilgim arttı. Benim gibi kendi içinde yolculuk yapmayı ve başkalarını çözümlemeyi bu kadar seven biri için kaçırılmayacak bir fırsattı bu kitap. Alıp okumadım çünki alınıp okunacak bir kitap değil bu. Japonyada 4 milyondan fazla satan, kendini keşfetme oyunu. Kitabın kapağında “Bil bakalım sen kimsin?” yazıyor zaten. Kim olduğunuzu keşfetmek, dahası beraber çalıştığınız ya da yaşadığınız insanları daha yakından tanımak isterseniz mutlaka bu kitaptan edinin ve grup şeklinde oturarak içinizdeki Siz’e bir keşfe çıkın derim.

“Dünyanın en eğlenceli keşfini yapmaya hazır mısın? Ancak bu şimdiye kadar kimsenin keşfetmediği bir şey olacak; KENDİN!!! Hepimiz kendimizi bilmeyi ve anlamayı isteriz. Ama bu gizemi çözecek şey nedir? Bunun tam olarak bir cevabı var mıdır? Yüzyıllardır edebiyat, sanat, felsefe, bilim bunun cevabını arıyor. Aşk, seks, iş, aile, dostluk, ev… Kısacası herşeyle ilgili 53 oyun”. diyor kitabın kapağında.

Kitabın mantığı şu; 53 ayrı kurmaca hikaye var ve bu hikayeler insanların hergün yaşadıkları olayların veya alışılmamış senaryoların içinde kendilerini hayal etmeleri ve basit soruları cevaplamaları üzerine kurulu.  Bir kalem kağıt alıp, kurmaca okunduktan sonra akla ilk geleni yazmak, kendimize karşı dürüst olmak, doğru cevabı bulmaya çalışmamak, açık fikirli olup başkalarının da tepkilerini izlemek, yanlış ya da  doğru diye düşünmeden içimizden ilk geleni paylaşmak oyun için altın kurallar.

2009 yılında yaşanan ekonomik krizin etkisiyle bir süre için şu an çalıştığım ofiste işleri rölantiye almaya karar verilmişti. Ve bu süre içerisinde ekip olarak kış uykusuna yattık diyebilirim. Bir süre sonra teknolojinin nimetlerinden de sıkılıp saatlerce internet başında vakit geçirmekten bunalınca bu kitabı aldık elimize ofis arkadaşlarımla. 5 veya 6 kişi olarak oynadık Kokolojiyi. Hem kendimizi hem de iş arkadaşlarımızı keşfettik, tepkilerimize şaşırdık, verdiğimiz cevaplar aslında aynı ekibin bir üyesi olarak birbirimizden ne denli farklı olduğumuzu gösterdi bize. Sadece bir oyun olarak görmedim Kokolojiyi ben, iş yaşamında da “Takım çalışması” adına beraber olduğum kişilerin farklı özelliklerini görmemi ve daha yakından tanımamı  sağladı. Ve yeri geldi, kahkahalarla gülmekten oyunu oynayamaz hale geldik. Kısacası o kış, Kokoloji sayesinde hem kendimizi keşfettik hem de derin kış uykusunu kahkahalarımızla ofiste uykusuz hale getirdik.

Aklın gözleri iki yöne birden bakar. Biri dış dünyaya dönüktür, çevremiz ve insanlar hakkında bilgi toplar. Diğeri içe dönüktür ve içimizin gizli dünyasına bakar. Kendi iç dünyanızı araştırdığınız bu göz, başkalarının ne düşündüğünü anlamaya çalışır ve ileriye bakarak birgün nasıl bir insan olacağınızı bulmaya çalışır”. diyor kitabın yazarlarından biri olan Profesör Saito.

Hadi  Kokoloji’den bir örnekle kendimizi bir parça daha tanıyalım:  (Kalem ve kağıt almayı ihmal etmeyin)

ÇALINMIŞ ÇİÇEKLER

Hepimizin gurur duyacağımız hareketlerimiz vardır. Gerçekten iyi bir insan olmanın yolu kişiliğimizdeki kötü yanları kabullenmek ve omzumuzdaki şeytan kulağımıza fısıldarken azize gibi davranmamak ve mükemmel olmadığımızı bilmektir. Hepimiz zaman zaman baştan çıkarız. Ama şimdiki senaryoda yakalanabilirsiniz.

1- Şehir dışında bir yürüyüşte nefis çileklerle dolu bir tarlaya geldiniz. Mideniz guruldamaya başladı ve etrafta kimsecikler yok. Siz ve bedava öğle yemeği arasında sadece bir çit var. Çitin yüksekliği ne kadar?

2- Bahçeye girdiniz ve çilekleri yemeye başladınız. Kaç tane çilek yediniz?

3- Birden çileklerini çalmakta olduğunuz çiftçi ortaya çıktı ve size bağırmaya başladı. Kendinizi savunmak için neler dediniz?

4- Tüm olan biteni bir kenara bırakıp söyleyin, çileklerin tadı nasıldı? Ve çilek çalma maceranız sona erdikten sonra kendinizi nasıl hissettiniz?

ÇALINMIŞ ÇİLEKLER İÇİN ANAHTAR

Çilekler (baştan çıkarıcı kırmızılıkta ve sulu) cinsel arzu ve çekiciliğin sembolüdür. Bu senaryo için verdiğiniz cevaplar sizin yasak ilişkiye vereceğiniz tepkileri gösterecektir.

1- Çilek bahçesinin etrafındaki çitin yüksekliği sizin kendinizi kontrol yeteneğinizin ve cinsel dürtülerinize göstereceğiniz direncin derecesini gösterir. Çit ne kadar yüksekse sizin de savunmanız o kadar güçlüdür. Tamamen kapalı bir çit düşünenlerin takdire şayan bir sınırları vardır. Çileklerin sadece çıtalar arası diz yüksekliğinde iple çevrili olduğunu söyleyenleriniz aşk alevleri arasında cayır cayır yanma riski taşırlar.

2- Çaldığınız çilek sayısı aşık olduğunuza (ya da arzuladığınıza)  inandığınız  kişi sayısını gösterir. Eğer bir tane yedikten sonra durduğunuzu söylediyseniz aşk hayatında sadık birisiniz. İki haneli sayılarla cevap verenleriniz ciddi olarak libidolarını frenlemeyi düşünmelidirler. Kimse o tempoda uzun süre yaşayamaz.

3- Çiftçiye söylediğiniz sözler yasak bir ilişki sırasında yakalanırsanız söyleyeceklerinize eşittir. Sizin özürünüz neydi?

4- Maceranızı ve çileklerin tadını açıklayıcı sözleriniz geçmiş ilişkiniz hakkında düşündüklerinize eştir.

 

Paylaştığım bu kısım 53 kurmacadan sadece biriydi, geri kalan 52 kurmacayla kendinizi keşfe ne dersiniz?

 

Sevdiysen Paylaş
Bu yazı Kitapların Kardeş Kokusu kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

İçimize Bir Minik Yolculuk; Kokoloji için 6 cevap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.