-“Çok vitaminsiz kalmışım, tüm değerlerim düşmüş”
-“Aaa Nihan Hanım hemen pekmez getireyim, limonlu bitki çayı içmelisiniz, kuru incir yemelisiniz, ………… (şunları) yemeli, ……………….. (şunları) içmelisiniz” diye sıralıyor Serap. İlaç alıyorum diyorum doğal yöntemlerin ve beslenmenin yerini tutmaz diyor. Sonra bir an Serap’a bakıyorum, kırmızı gömleği ve ruju ile dışa dönüklüğü ve her an herkesle sohbete başlayabilecek enerjisiyle duruyor karşımda.
-“Serap biliyor musun annem de senin gibi… Renkli, dışa dönük.. Ben nasıl genelde simsiyahsam annem aksine rengarenk, kırmızı rujsuz güne başlamaz, fularsız dışarı çıkmaz, herkesle her an sohbete başlayabilir” derken bir de baktım ki annemi anlatıyorum uzun uzun.
Aldırma Gönül isimli yazımdan sonra annem sormuştu bana benim rengim ne diye.. Hiç düşünmeye bile gerek yok; “Benim annem kırmızı”
Öğrencilik yıllarımda ve sonrasında söylemek istediğim her duygumu anneme uzun uzun mektuplar yazarak anlatırdım. Zamanla bu mektuplar notlara dönüştü. Ve şimdilerde hiç yazamamaya başladım. Annem de son zamanlarda sıkça eskisi kadar aramadığımı, konuşmadığımı, çok iş odaklı ve makine gibi yaşadığımı söyler oldu. Haklı mı? Sanırım evet… Bazen kişinin kendisine söylenmese de duygular, farkında olmadan bir bakıverirsiniz ki o kişiyi anlatmaya başlarsınız. Tıpkı duygularını ifade edemeyen Türk babaları gibi çocuklarını başkalarına överken çocuğuna bakıp seninle gurur duyuyorum diyememeleri gibi…
Belki mektuplar, notlar yok artık ama ben bugünlerde çok sık anlatıyorum annemi, kendimi hep ondan bahsederken buluyorum. Herkesin ifade ediş biçimi farklı, ben çoğunlukla söylemek isteyip de söyleyemediklerimi yazı ile paylaşıyorum. Sevgimi, üzüntümü, kavgamı, öfkemi hep yazı ile dile getirebiliyorum.
Benim annem kırmızı…
Aslında annelerin rengi olmaz babalar gibi, olmamalı, anneler gökkuşağı gibidirler yani yaşamın tüm renkleri vardır annelerde ama yine de benim annem bu çok çeşitliliğin içinde en çok kırmızı…
Annem kırmızıyı çok sever, bense siyah, simsiyah… O herkesle hemen konuşabilir, sohbet edebilir, bense suskun, mesafeli. Renklidir annem bense pastel. Seyahatlerde yanında oturan kişi ile hemen tanışabilir ben ise kimse benimle konuşmasın diye uyuma numarası yaparım. Sabahları güne kırmızı rujunu sürerek başlar, o gün tansiyonu yüksek, moralsiz de olsa… Fular takmadan dışarı adımını atmaz, hayat dolu, enerjik, yeni yerler görmeyi, keşfetmeyi sever renkli annem. Tüm bunları ve bunun gibi benden uzak tüm yönlerini düşündüğümde annemle ne kadar farklıyız diyorum. Ama sonra bir an geliyor, bir bakışım, bir sözüm, herhangi bir olaya verdiğim herhangi bir tepkimde kendimde annemi buluyorum, onu kendimde görüyorum. Ve sonra her ne olursa olsun her kız çocuğunun annesinden mutlaka bir iz taşıdığına karar veriyorum.
Tüm aykırı renklerime ve tüm farklı özelliklerime rağmen kendimde bulduğum annemi ve onda gördüğüm, bende olmayan tüm farklılıkları çok seviyorum ve onun kızı olmaktan duyduğum mutluluk ve gurur günden güne artıyor. Artık yazılmayan mektuplar ve notların yerine en samimi duygularımı “Kırmızı annem”e ithaf ediyorum.
Benim Annem Kırmızı için 2 cevap