1 Ocak Totemi

1 ocak

2015

Şimdiki gibi değildi elbette, tek başıma okula yürüyerek gidebiliyordum. Üstelik ilkokuldan itibaren… Annemle babam evde olmadığında da evde başımızın çaresine bakabiliyorduk. Henüz ilkokulda bile o kocaman ev anahtarından vardı bende. Kendimi önemli hissetmiştim annem bana anahtarı ilk verdiğinde. Şimdi bunların hiçbirini yapamıyoruz, yapabilecek bir ortam yok. Tabir yerindeyse saksıda çiçek yetiştirir gibi çocuk yetiştiriyoruz, oysaki bahçede özgürce salınıp yetiştirmek varken… Neyse konu bu değil.

Bunca kendi başımalığıma rağmen bazı kurallar vardı ki bu kurallar evimizin yazılı olmayan anayasa maddeleri gibiydi; akşam ezanı okunmadan evde olmalıydım. Ama gelin görün ki kış aylarında ezan o kadar erken okunuyordu ki… Belki de o yıllardan kalmadır hala bile hava karardığında benim de içimin kararması, oldum olası sevemedim. uzun yaz akşamları varken… Bir diğer kuralımız da tek başıma sinemaya gidememekti.

1991 yılında lise 2. sınıfa başlamıştım. 1991 yılını sonlandırıp da 1992 yılını karşıladığımız gecenin ertesi günü yani 1 Ocak 1992’de iki yakın kız arkadaşımla 16 yaşımda ilk defa sinemaya gitmiştim. Bu ne kadar inanılmaz, ulaşılmaz bir mutluluktu benim için o yaşta. Samsun’un o zamanlardaki tek sineması Konak Sineması’nda Terminatör 2 filmini izlemeye gitmiştik saat 14:00 matinesine.

Nadir kar yağar Samsun’a, hem de çok nadir, varsa yoksa yağmur… Sanırım tüm öğrencilik yıllarımda sadece bir kez kar tatiline denk gelmiştim. Ilıman iklim, bol yağış, erken kararan hava; Samsun… O yılbaşı gecesi kar yağmıştı dolayısıyla 1 Ocak günü hava yumuşaktı ama yerler kardan beyaz bir örtü ile kaplıydı. Ve bizler 16 yaşının ilk gençlik yıllarının heyecanını taşıyan üç kız, 56’larda Ar Dershanesi önünde buluşup Terminatör 1’i izlemeden serinin ikincisini izlemiştik. İlkini izlememek de umurumuzda değildi ya ne de olsa popüler filmdi, Arnold vardı, kaldı ki tek başımıza gidiyorduk, daha ne olsundu.

İşte o gün eve dönerken, yeni kararmaya başlayan o akşam üzerinde kendimi çok mutlu hissetmiştim. Yılın ilk günü ne yaparsak öyle olurmuş inanışına göre yıl boyu sinemaya gidebilecektim. Ama bu değildi mutluluğumun sebebi; özgürdüm, heyecanlıydım, kar yağıyordu, beyazdı Samsun ve ben usul usul yürüyordum tek başıma.  Büyüyordum, büyümüştüm. O mis gibi havayı içime çekiyordum, gençlik, heyecan, umursamazlık hepsi vardı 1 Ocak’ta. Ben o 1 Ocak’ta çok mutlu olmuştum kısacası. Ve o günden beri her 1 Ocak’ta sinemaya giderim kah tek başıma kah bir arkadaşımla. Futbol fanatiklerinin totemleri gibi benim için de 1 Ocak’ta yani yılın ilk günü sinemaya gitmek bir totem, kim bilir çok güzel şeyler çağrıştırdığı içindir.

Her yıl, yılın ilk günü özgür olmalıyım, mutlu olmalıyım, yine kar yağmalı, yine usul usul eve dönerken bir yılın muhasebesini yapmalıyım. 31 Aralık ne kadar anlamsızsa benim için 1 Ocak o kadar anlamlı.. Bir kaç yıl önce yazmıştım; “Panoramik Yılbaşı Geceleri” diye yılbaşı gecelerimizi… İşte ben yeni yılın ilk gününde geçen tüm yılları geride bırakıp tıpkı 16 yaşımın tüm beyazlığı ve heyecanı ile her 1 Ocak’ta kendi panoramı seyrediyorum.

Bu yıl 1 Ocak’ta hangi filmi seyrettiğim ise başka bir yazının konusu olsun, konumuz bu değil zira.

Herkese mutlu, beyaz ve özgür bir yıl diliyorum.

Sevdiysen Paylaş
Bu yazı Çocukluğuma Dokunuşlar kategorisine gönderilmiş ve , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

1 Ocak Totemi için 3 cevap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.